Klima yükünü güneşle çözelim

Türkiye son yıllarda tüm dünyada kendisini gösteren iklim krizinin etkilerini daha fazla hissetmeye başladı.

Hürriyet’ten Emre ESER’in haberine göre, sıcaklarda klima kullanımı artarken bu enerji şebekesi üzerinde ciddi bir yük yaratıyor. Bu yükün güneş enerjisi ile rahatlatılması gerektiğini söyleyen Yenilenebilir Enerji Yatırımcıları Derneği (GÜYAD) Başkanı Cem Özkök, “Yaz mevsiminde yaşadığımız ciddi bir klima yükü var. Bunu güneş santrallarının karşılaması gerekiyor ama yük doğalgaz santrallarında. Üstelik şu anda doğalgazdan enerji üretmek oldukça maliyetli. Bu da tüketici için problem” diye konuştu.

HEDEFLERİN GERİSİNDEYİZ

Türkiye’nin güneşte ve rüzgarda son yıllarda attığı adımların meyvesini almaya başladığını söyleyen Özkök, “Hala hedeflerin gerisindeyiz. 2 yıl sonrası için güneşte 15 bin megavat rüzgarda 15 bin megavat kurulu güce ulaşma hedefimiz vardı. Güneşte bunun çok gerisinde kaldık. Burada 10 bin hedefi daha ulaşılabilir görünüyor. Oysa Türkiye’nin güneşte ve rüzgarda olması gereken yer çok daha ilerisi. Çok büyük bir potansiyel var. Bunu kullanmak için elimizden geleni yapmalıyız” şeklinde konuştu.

YENİLENEBİLİR DÖNÜŞÜM

Küresel enerji piyasasında bir kırılma yaşandığını ve artık tüm yolların yenilenebilir enerjiye çıktığını aktaran Özkök, “Büyük bir değişimin içerisindeyiz. Bundan kaçamayız. Avrupa üretim süreçlerinin merkezine yeşil enerjiyi koydu. Bu rekabette temel unsur olacak. Ancak devam eden yenilenebilir enerji projelerinde ve ihalelerinde ilerleme oldukça yavaş. Atılan adımların hızlandırılması gerekiyor. İhalelerde çok düşük fiyatlar çıkıyor ama daha sonra bu fiyatlarla çalışmak zorluyor. Yatırımcılar beklemeye geçiyor. İhalelerden sonra adım atmıyor. Finansman bulmak zorlaşıyor” ifadelerini kullandı.

KURAKLIK YILI İLAN EDİLSİN

İKLİM krizinin sektörel bazda etkilerini farklı şekillerde göstermeye devam edeceğini söyleyen Özkök, “Görünün o ki etkileri çok daha yakından hissedeceğiz. Kimsenin sokağa çıkmadığı, üretimin durduğu pandemi döneminde bile karbon salınımındaki azalma istenilen seviyeye gelmedi. Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre; son 40 yılın en sıcak ve kurak yılını yaşadık ancak bizden sonraki nesiller belki de ‘en serin ve yağışlı yılını’ yaşamış olabilir. Son 4 yıldaki yağış ortalamaları son 100 yılın en kurak yıllarının yaşandığını göstermekte. Kamu sözleşmelerinde de mücbir sebep olarak sayılan kuraklığın hidroelektrik santrallerini de derinden etkilediği bir gerçek. Yani kısaca sosyo-ekonomik bir kuraklıkla karşı karşıyayız. Kuraklığın etkilerini azaltmak için aynı tarım sektörüne uygulandığı gibi HES’lere de destek verilmesi gerekmekte. Öncelikle içinde olduğumuz sene gibi olan yıllar ‘kurak yıl’ olarak nitelendirilmeli ve kamu tarafından pandemi de olduğu gibi mücbir sebep ilan edilmelidir” diye konuştu.



Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir